Hemen hemen hepimiz bir kez dahi olsa Şubat ayının neden 30 gün veya 31 gün olmadığını düşünmüşüzdür. Aslında düşününce gayet mantıklı gelen, diğer aylar neden 30 veya 31 gün olarak değişiyor dedirten bu konuya bugün bir açıklık getirmek istiyoruz. Ne kadar komik gelecek bir durum olsa da işin aslı tamamen bir batıl inanca dayanmaktadır.
Şubat ayının 28 gün olarak kalmasının sorumluları Romalılardır. Kullanılan en eski takvimlerden olan Roma takvimi uzun bir süreden sonra yerini Jülyen takvimine bıraktı. Jülyen takvimi 1926 yılına kadar Türkiye topraklarında hakimiyetini korumayı başardı. Lakin 1 Ocak 1926 yılında Jülyen takvimi de yerini Gregoryen takvimine bıraktı. O dönemlerde neredeyse tüm dünya Gregoryen takvimini kullanmaya başladı.
Roma takvimi, Roma Krallığı ve Roma Cumhuriyeti tarafından kullanılan bir takvimdi. Roma’da bulunan kayıtların çoğunluğuna göre bu takvimi oluşturan kişi ilk kralları Romulus’tur. Romulus’un oluşturduğu bu takvime göre yıl on aydan oluşurdu ve Mart ayından başlardı. Takvimde kış mevsimini herhangi bir ay kapsamıyordu ve yıl toplamda 304 günden oluşuyordu. Aylar, 4 ay 30 gün olacak şekilde ve 6 ay 31 günden olacak şekilde oluşuyordu. Bu şekilde her bir hafta sekiz günden oluşuyor ve yıl 8 haftadan oluşuyordu. Yani yıl içerisinde toplam 8 adet Pazar günü bulunuyordu ve buna da nundinal döngü deniyordu. Nundinal döngü yönetici sınıf için hafta sonlarını ve dinlenmeyi içeren bir günü oluşturuyordu. Haftalar dini ritüeller ve halk pazarı ile son buluyordu.
Numa Pompilius ise bu takvimi biraz daha geliştirerek takvime ocak ve şubat ayılarını ekledi. Aslında takvimin bu hali güneş yılına göre kaba bir şekilde revize edilmiş şeklini barındırıyordu. Bu ayların eklenmesindeki en önemli amaç Roma dini bayramlarının ve etkinliklerinin uygun mevsimlerde tutulmasını sağlamaktı. Ancak Numa Pompilius o dönemde bulunan batıl inanca göre çift sayıların uğursuz olduğunu düşünüyordu ve bulunan takvim sisteminde çift sayılara yer vermek istemiyordu. 30 günlük ayların her birinden birer gün çıkararak 29 gün olarak değiştirdi. Bu sayede yıl farklı uzunluklarda 12 ay şeklinde bulunuyordu. Bunlardan 4 tanesi 31 gün, 7 tanesi 29 gün ve bir tanesi 28 gün sürüyordu. Burada şubat ayının 28 gün olarak belirlenmesinde ise yine aynı mantık yer alıyordu. Yıl içerisinde yer alan günlerin toplamlarının tek sayı yapmasını isteyen Numa, 12 ay içerisinden bir ayı kurban ederek seçecek ve uğursuz olarak ilan edecekti. Temel olarak inceleyecek olursak 12 adet yani çift sayı adedinde tek sayının toplamı, burada da 31 ve 29 günden oluşan aylar yer almakta, her zaman çift bir sonuç verecekti. Numa burada ölülerin anıldığı ritüellerin düzenleneceği şubat ayını 28 gün olarak değiştirdi ve uğursuz ay olarak seçti.
Şu an günümüzde kullandığımız takvim Gregoryen takvimi diğer bir adıyla ise Miladi takvimdir. Roma İmparatoru Jül Sezar tarafından kabul edilen Jülyen takviminin yerine, Papa XII Gregorius tarafından yaptırılan Güneş takvimidir. Bu takvim Hz. İsa’nın doğum tarihini milat olarak kabul eder ve Dünya’nın Güneş etrafında olan dönüş süresi olan 365 gün 6 saati 1 yıl olarak kabul eder. Burada ise Şubat ayı 4 yılda bir 29 gün olarak geçmektedir. Bunun nedeni ise 1 yıl içerisinde kalan 6 saatin her sene sonunda bir tam güne çevrilmesidir. Burada karşımıza bir de “artık yıl” kavramı çıkmaktadır. Artık yıl, sonu --00 ile bitmeyen ve 4’e kalansız bölünebilen tüm yılları kapsamaktadır. Bu kavram her 4 yılda bir gerçekleşmektedir. Yani bir yılda kalan 6 saatlik zaman dilimi kendisini bir tam güne tamamlaması ile artık yılı meydana getirir. Artık yıllarda şubat ayı 29 günden yıl ise toplamda 366 günden oluşmaktadır.
Kaynaklar
Britannica, Jonathan Hogeback, Why Are There Only 28 Days in February? – Bağlantı
BBC SKY at Night Magazine, Russel Deeks, Why February has only 28 days – Bağlantı
Time And Date, Konstantin Bikos & Vidgis Hocken, The Roman Calendar – Bağlantı
Wikipedia (En), Roma Calendar – Bağlantı
Wikipedia (Tr), Miladi Takvim – Bağlantı