1.ÖZET
İsrail kuvvetleri, Filistinlilerin ev yapmalarına engel olmak istiyor. Evlere ruhsat vermiyor. Filistinliler mecburen kaçak evler yapıyor. İsrail kuvvetleri ruhsatsız evleri yıkıyor. Filistinliler, İsrail Yıkımlarla Mücadele Komitesi kurmuştur. İsraillilerin, Filistinlileri evsiz bırakma planının arkasında Filistinleri topraklarından koparma amacı yatıyor. İsrailliler hukuk dışı yollarla tapulu yerleri almaya çalışıyor.
İsraillilerin çöpleri Arap mahallerine dökülüyor. Filistinlilerin vergi ödemelerine rağmen çöpleri toplanmıyor.
İsrail hükümeti sokağa çıkma yasakları düzenliyor. Yasak uzun süre sürünce açlık sıkıntısı baş gösteriyor. Yasak sırasında hamile kadınlar çocuklarını kaybedebiliyor. İsrailli askerler evleri basıp, darmadağın ediyor, yiyecekleri ezip tüketilmez hale getiriyor.
Görsel: Everest - Bağlantı
Sokağa çıkma yasakları ekonomiyi felç ediyor. Yasaklarla sağlık ve eğitim sistemi bitirilmeye çalışılıyor.
Filistin hastanelerinde sağlık hizmetleri yetersizdir. Tedavi olmadığı için sakat kalan, ölen Filistinliler oluyor.
Filistin’in bir şehrinden bir şehrine gitmek için İsrail’in kontrol noktalarından geçmek gerekiyor. Filistinliler, geçiş yerlerinde saatlerce sıra bekliyor, bazen geçişlere izin verilmiyor. Filistinlilerin yolda, geçiş için sıra beklerken öldürülmeyeceğinin garantisi yok. İsrailli askerler sebepsiz yere Filistinlilere şiddet uygulayabiliyor, silahlarıyla ateş açabiliyor. Geçişler zor, bazen de imkânsız olduğundan ailesini, yakınlarını yıllarca göremeyen Filistinliler var.
Filistinli çocuklar, gençler eğitimlerini çok zor şartlar altında alıyor. Okula giderken ölüm tehlikesi, şiddete maruz kalma ihtimali var. Çocukların psikolojileri, kendilerinin ve yakınlarının gördüğü şiddetten dolayı bozuk. Öğrencilerin birçoğu büyüyünce savaşçı olmak istiyor. Sokağa çıkma yasaklarında eğitimden mahrum kalıyorlar. Öğrenciler sınavlarına çalışıyor, sokağa çıkma yasağı oluyor. Sokağa çıkma yasağı var diyip sınava çalışmıyor, yasak kalkıyor. İsrail askerleri okullara zarar veriyor, kitapları yakıyor.
Siyonistler, Filistin diye bir yerin varlığını kabul etmiyor. Mücadele edilen toprakların Yahudilere ait olduğuna inanıyor. Tüm Yahudilerin bu topraklarda birlik içinde yaşamasını hayal ediyorlar. İsrail medyasının Yahudi halk üzerindeki etkisi de büyüktür. İsrail eğitim sisteminde öğrenciler birer Arap düşmanı olarak yetiştiriliyor.
Bölgedeki Hıristiyanlar da İsrailli kuvvetlerin gazabından nasibini alabiliyor. Zulüm gören Araplara yardım eden Hıristiyanlar var.
İsrailli Araplar da Filistinliler gibi eziyete, şiddete maruz kalabiliyor.
İsrailli güçler hukuksuz tutuklamalar yapıyor, hukuksuz gözaltına alma faaliyetleri yürütüyor. Askerler sebepsiz yere Filistinlilerin üzerine ateş açabiliyor, Filistinlileri yaralayıp sakat bırakabiliyor hatta öldürebiliyor.
Zulme karşı olan Yahudiler örgütlenebiliyor ama örgütler de İsrail’in sert yüzünden nasibini alıyor.
İsraillilerin silahlı saldırılarına karşılık Filistinli gençler taşla karşılık veriyor. Yakalanan gençlerin kolları, bacakları kırılıyor İsrailli kuvvetler tarafından. Sakat kalan on binlerce Filistinli var. Zulmeden İsrailli askerlerin varlığı olduğu gibi sayıları az da olsa zulme, zorbalığa, işkenceye karşı olan askerler de var.
Filistinli gençlerden eline taş, molotofkokteyli almayanlar da var. Şiddetin çözüm getirdiğini düşünmüyorlar.
Haksızlıklara dayanamayan bazı Filistinliler canlı bomba olup İsraillileri öldürüyor. İsrailli halk bu durumdan korkuyor. İsraillilerin günlük hayatları diken üstünde geçiyor.
İsrail, her ne kadar demokratik ve özgürlükçü bir ülke imajı yaratmaya çalışsa da durumlar hiç öyle değil. Gazeteciler, yazdıklarından ötürü hapis ve para cezaları alabiliyor. Büroları kapatılan gazeteciler var.
2.ALINTILAR
“Önemli olan yargılamak değil, anlamaktır.” Spinoza (s. 5)
“… terörizm polis ve askeri müdahalelerle engellenemez, terörizmi önlemenin tek yolu, onu çılgın ya da fanatik eylemlerle uzaklaştırmak değil, onun nedenlerini ortadan kaldırmak olacaktır.” (s. 18)
“Dünyada toprağının işgal edildiğini görüp direnmeyen hayvandır!” (s. 29)
“… bütün Filistinliler gibi, o da işgal nedeniyle yaşamı ertelemeyi reddediyor. Bu da bir tür pasif direniş; yılgınlığa düşürülmeye ya da cesaretlerinin kırılmasına izin vermiyorlar. Her şeye rağmen yaşıyorlar.” (s. 41)
“Çünkü işgalci bizim irademizi kırmak, umudumuzu yok etmek istiyor ve bunun için elinden geleni yapıyor. Ama biz direnmenin yolunu buluyoruz.” (s. 42)
“İsrailliler, sokağa çıkma yasakları ve barikatlarıyla ekonomimizi felç etmekle kalmıyor, sağlık ve eğitim sistemimizi de altüst ediyor.” (s. 45)
“Belki çocukluğumdan beri zorluklara alışkın olduğumdan, sinirlerim sağlamdır.” (s. 51)
"Biz Filistinliler için okumak çok önemlidir. Okumak kendi geleciğimizi ama aynı zamanda ülkemizin geleceğini hazırlamak demektir.” (s. 51)
“Başımıza ne gelirse gelsin, direnmeye devam ediyoruz.” (s. 53)
“Kendilerine ait olmayan toprakları işgal etmekle ilk günahı İsraillilerin işlediğini söyledim ve yine tekrarlıyorum. İşgal olmasaydı ne direniş olurdu, ne terör.” (s. 77)
“İsrailliler hiçbir zaman sözlerini tutmuyor.” (s. 153)
“Ben ölümden korkmuyorum ama sakat kalmak istemem.” (s. 179)
“Ülkemi işgal ediyorlar, halkımızı öldürüyorlar. Benim de onlara taş atmam normal!” (s.179)
“İsrailliler kalplerimize nefret tohumları ekti.” (s. 191)
“Bir çocuk gibi gülmeyi uzun süre önce unutmuş sanıyorum.” (s. 222)
“Irkçılık, artık genç Yahudilerin eğitiminin bir parçasını oluşturuyor..” (s. 239)
“Biz yenildiğimizi kabul etmedikçe, kazanamazlar.” (s. 249)
“Bir Amerikan atasözü der ki: İyi bir duvar iyi komşuluklar kurar. Doğru söze ne denir?” (s. 273)
“İsrail devletinin sömürgeci bir devletten hiçbir farkı yoktu.” (s. 303)
“Hamas’ı terörist bir örgüt olarak kabul ediyorlar; oysa Filistinlilerin bakış açısına göre Hamas, ülkenin yasadışı işgalini reddeden, İsrail’in BM kararları uymasını ve 1967 Savaşı öncesindeki sınırlarına dönmesini isteyen bir direniş örgütüdür.” (s. 334)
3.BİLGİLER
Müsadere etme: zoralım uygulamak, el koymak
1922’den önce Osmanlı İmparatorluğu’na ait olan Filistin’i, İsrail Devleti’nin kuruluş tarihi olan 1948’e kadar İngilizler yönetti.
Sukot Bayramı: vaat edilmiş topraklara ulaşmadan önce çölde kırk yıl geçirmiş atalarının yaşamını hatırlamak amacıyla, Yahudilerin bir hafta boyunca çok basit bir yaşam sürmek zorunda olduğu dini bayram
Diskotek: plak, ses kaydı koleksiyonu / müzikle dans edilen yer
Kamikaze: düşmana uçağıyla intihar dalışı yapan pilot
Mütevekkil: her işi tanrıya bağlamış kişi / yazgıya boyun eğmiş kişi
İsrailli Arap: (1948) İsrail kurulunca yurtlarında kalan Filistinlilerdir. İsrail vatandaşı sayılırlar ama çok katı ayrımcılığa maruz kalırlar.
4. KAYNAK
MOURAD, Kenize (Mart 2022). Toprağımızın Kokusu (Filistin ve İsrail’in Sesleri). İstanbul: Everest Yayınları. 6. Basım. (Çeviren: M. Nedim Demirtaş).
Görsel: Vikipedi - Bağlantı