top of page
Yazarın fotoğrafıTuran Akbulut

"Son Ülkücü'yü Kim Öldürdü?" Kitap Özeti

Güncelleme tarihi: 13 Eyl


Muhsin Yazıcıoğlu’nun ve beş arkadaşının öldüğü uçak Ali Sabancı’nın sahibi olduğu Med Air şirketinden kiralanmıştır. Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir hafta öncesinde içine doğarcasına “Ya bırakın şu helikopter işini, siz beni öldürecek misiniz? Hava kötü olur, şartlar elverişsiz olur, uçamayız.” demiştir.


Sivas mitinginin ardından Kahramanmaraş Çağlayancerit’e gidilmiştir. Bir sonraki durak Yozgat Yerköy’dür ama nasip olmamıştır. Çağlayancerit’e 13.10’da inilmiştir. 1,5 saat sonra helikopter yakıt ikmalinden dönmüştür ve 14.35’te pilot Kaya İstektepe, Muhsin Yazıcıoğlu, BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, BBP Sivas İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, Sivas Belediye Meclis Üyesi Murat Çetinkaya, İHA Sivas muhabiri İsmail Güneş’in içinde bulunduğu helikopter havalanmıştır.


Görsel: Tutku Yayınevi - Bağlantı

Kaza haberi 15.10’da gelmiştir, İHA 16.34’te haberi duyurmuştur.


Bilgi kirliliği yaşanmıştır. Kahramanmaraş valisi kazazedelerin sağlık durumları iyi hastaneye kaldırıldılar, açıklamasını yapmıştır. BBP genel sekreteri helikopterdekilerin Kayseri Devlet Hastanesi’ne götürüleceğini açıklamıştır. Kayseri valisi enkaza ulaşıldı Muhsin Yazıcıoğlu’nun şuuru açık, henüz hastaneye kaldırılmadılar açıklamasını yapmıştır. AA yayınladığı ‘kurtarıldılar’ haberini sekiz gün sonra kaldırmıştır.



Kazadan sonra İsmail Güneş’in 112’yle, İHA genel müdürüyle, İHA Ankara muhabiriyle, BBP avukatıyla görüşmelerde bulunduğu ortaya çıkmıştır. BBP avukatı İsmail Güneş’in “Kan kaybım var, can çekişiyorlar, Sivas il başkanı inliyor.” dediğini söylemiştir.


Arama çalışmaları yetersiz bulunmuştur.


Remzi Çayır, Çağlayancerit’te mitingdeyken helikopterin havalanıp bir yere gittiğini bir süre sonra geri geldiğini, helikopterin nereye gidip geldiğini bilenin olmadığını açıklamıştır. Çağlayancerit’te helikoptere bir şey yapılmış olma ihtimali de göz önünde bulundurulmuştur.


Muhsin Yazıcıoğlu bir sene içinde dört trafik kazası geçirmiştir. Bu helikopter kazasının diğer kazaların devamı olduğu nitelendirilmiştir.


BBP genel başkan yardımcısı arama çalışmalarının yanlış yönde yapıldığını açıklamıştır. Kaza haberi geldikten sonra üç GSM şirketinden alınan konumlarla kaza yeri kesinleşmiştir fakat aramalar zıt yönde yaptırılmıştır.


Döngel Köyü’nde on yedi kişilik bir ekip oluşturulmuştur. Devletin tüm imkânlarını seferber etmesine rağmen köylüler enkazı devletten önce bulmuştur. Köylüler helikopterdekilerin donmuş bedenlerini bulmuşlardır ama İsmail Güneş’i görememişlerdir.


Suikast iddiasını akla getiren dört büyük şüphe vardır:

  1. Muhsin Yazıcıoğlu’nun diz üstü bilgisayarının çalınması

  2. Kayseri valisinin yaptığı açıklamadan sonra arama faaliyetleri yavaşlaması

  3. 15 gün önce suikast ihbarının alınması

  4. Köylülerin ulaştığı enkaza devletin ulaşamaması


BBP avukatı üç ihtimal üzerinde durmuştur:

  1. Manyetik dalgalı bir helikopterin gelişi ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun bulunduğu helikopteri düşürmesi

  2. Pilotun zehirlenmesi

  3. İsmail Güneş’in bir kasedinin kayıp olması üzerine enkaz alanına birilerinin gitmiş olma ihtimali



Derin devletin BBP’ye birçok kez sızma girişimi olmuştur. 28 Şubat döneminde Muhsin Yazıcıoğlu tehdit edilmiştir.


Kayseri valisi açıklamasından birkaç gün sonra yanlış haberi bir askeri kaynaktan aldığını duyurmuştur. Bu askeri kaynağın Hilmi Çaloğlu olduğu anlaşılmıştır.


Kazaya sebep olabilecek bir durum da hakkında çeşitli rivayetler bulunan Barnabas İncili olarak değerlendirilmiştir. Yazıcıoğlu bu İncil hakkında film çekmek istemiştir.


Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e rütbeli subayların helikopterin enkazından GPS cihazını sökerken çekilmiş bir video kaydı gönderilmiştir.


Enkaza yarım saat uzakta bir şantiye vardır. İşçiler enkaza doğru yola çıktıklarını ama yolda askerler tarafından önlerinin kesildiğini ve silah zoruyla geri döndürüldüklerini söylemişlerdir.


Otopsi raporuyla helikopterdekilerin kanlarında normal karbonmonoksit miktarının beş kat fazlası miktarda karbonmonoksit olduğu ortaya çıkmıştır.


Yazıcıoğlu’nun siyah çantası kaybolmuştur. Döngel Köyü ekibi enkaza ulaştığında siyah çanta oradadır fakat ertesi gün çanta kaybolmuştur.


TBMM komisyonu köylülerin enkazı bulmasının planlanmış olabileceği fikrini öne sürmüştür. Yani birileri köylüye haritayı verip gidin bulun demiş olabilir.


On altı kişi gözaltına alınmıştır. Dördü asker yedi kişi tutuklanmıştır. Tutuklananların arasında Abdullah Gül’e gönderilen videoda helikopterden parça söken iki kişi de vardır.

Kaza ile ilgili kuşkular:

  • Kazanın olduğu zaman aralığındaki F-16 (Hava Kuvvetleri Komutanlığı F-16 olmadığını açıklamışken Genel Kurmay Başkanlığı var olduğunu açıklamıştır.) (DDK raporuna göre bölgede hava trafiği olmuştur.)

  • Uçağın parçalarının çalınması

  • Genel Kurmay’ın yanlış bölgeyi dokuz kez aratması

  • Otopsi raporlarında çıkan kandaki aşırı karbonmonoksit


Kazadan 2,5 sene sonra 112’yle 27 dakika konuşan İsmail Güneş’in çenesinin kırık olduğu ortaya çıkmıştır.  Çenesi kırık bir insanın yirmi yedi dakika konuşması biyolojik olarak imkânsız bir durumdur.

 


Bir diğer kuşku helikopterin sahibi olan firmanın yaptığı açıklamada helikopterde ELT cihazının bulunmadığını açıklamasıdır. Helikopterde ELT cihazı vardır fakat ruhsatta kayıtlı olan ELT cihazı değildir. Bu cihaz ani bir durumdan sonra sinyal vermeye başlayan bir cihazdır. Cihaz kırıktır ve kırılması ancak elle mümkündür. Yapılan kazada kırılma ihtimali yoktur. DDK (Devlet Denetleme Kurulu) raporunda helikopterin hafızası niteliğindeki parçaların olmadığı belirlenmiştir.

           

İsmail Güneş 112’yle konuşurken helikopterin içinde sıkıştığını ifade etmiştir fakat cesedi helikopterden 500-600 metre uzakta bulunmuştur.

           

Olayı araştıran savcı düzensiz ve kayıtsız davrandığı için ceza almıştır.

           

Belçika büyükelçisi Muhsin Yazıcıoğlu için “Biz onu satın alamayız. Çok çabuk büyüyecek tabana sahip. İlkelerinde katı.” ifadelerini kullanmıştır. Amerikalılar ise Muhsin Yazıcıoğlu için “uyuyan aslan” ifadesini kullanmıştır.

           

Adli Tıp’ın olayın üstünü kapatmaya çalıştığı iddiası ortaya çıkmıştır.

           

28 Şubat sürecinde oluşturulan suikast listesinde Muhsin Yazıcıoğlu’nun da adı vardır. Abdurrahman Dilipak çok farklı iddialarda bulunmuştur. Helikopterin düşmediğini, sert iniş yaptığını, helikopterdekilerin infaz edildiklerini söylemiştir. Recep Tayyip Erdoğan’a suikast yapılacağı zaman Muhsin Yazıcıoğlu’nun devreye girdiğini, uluslararası sistemin Muhsin Yazıcıoğlu’nun ne yapacağını kestiremediğini ifade etmiştir. Bir video olduğunu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yerde oturduğunu, dua ettiğini, başında üç kişinin bulunduğunu söylemiştir. İki rekât namaz kıldığını iddia etmiştir. Bu iddiayı destekleyen bir delil de vardır. İsmail Güneş 112’yle konuşurken yabancı birisini görüp “Bu kim ya?” demiştir.  

   

        

Kitabın son kısmında Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatından bahsedilir. Yazıcıoğlu 5,5 senesi hücrede olmak üzere 7,5 sene suçsuz olduğu halde hapis yatmıştır, sayısız eziyet ve işkence görmüştür. Şiir yazmayı severdi. Eşiyle cezaevinden çıktıktan sonra evlenmiştir. Ailesiyle, çocuklarıyla ilgilenirdi. İçli köfteyi severdi. İdeali Türk-İslam birliğini sağlamaktı.


Kaynak: CAN, Ahmet Tahir (Kasım 2015). Son Ülkücü'yü Kim Öldürdü?. Ankara: Tutku Yayınevi. 4. Basım.

63 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page