top of page
Yazarın fotoğrafıMehmet Ali Demircan

Duyum ve Algılama Nedir?

Güncelleme tarihi: 2 May

Duyum ve algılama kafalarımızda soru işaretleri bırakan bir konu olagelmiştir. Bu yazımızda küçük hikaye ve metaforlarla kafalarımızdaki soru işaretlerini söndüreceğimize inanıyoruz keyifli okumalar dileriz...



“Aylin, eski bir kitapçıda dolaşırken eski bir kuyruklu masa lambasının altında küçük bir defter buldu. Defterin kapak sayfasında, “Gizemli Deneyimler için Notlar” yazılıydı. Merakı dizginleyemeyen Aylin, defteri alıp bir banka oturdu.


Defterde, farklı duyumları deneyimleyerek algının nasıl değişebileceği konusunda notlar vardı. Aylin, bir sayfayı açtığında, “Karanlıkta bir elma yemek” başlığını gördü. Bu ilginç görünen deneyimi denemeye karar verdi.


Bir gece, odasını karanlık bir halı ile kapladı. Gözleri kapalı bir şekilde, masanın üzerindeki elmayı buldu ve ısırarak bir parça aldı. Normalde parlak ve renkli olan elma, bu karanlık ortamda sadece dokusu ve tadıyla var oluyordu. Aylin, bu basit deneyimle duyumların ve algının birbirine nasıl bağlı olduğunu fark etti.



Bir sonraki sayfada, “Seslerle Boyama” başlığını gördü. Bu sefer, farklı müzik türlerini dinleyerek bir tablo yapmaya karar verdi. Klasik müzikte fırça sallarken, rock müziğin enerjisiyle çizgiler oluşturdu. Her sesin, farklı bir renk ve form yarattığını görmek onu büyüledi.


Bu küçük defter, Aylin’in sıradan anlarına farklı bir perspektif kazandırdı. Duyumlarını kullanarak algısını genişletti ve hayatın içindeki detayların güzelliğini keşfetti. Her anın, duyular aracılığıyla yeniden tanımlanabileceğini ve algının sınırlarının genişletilebileceğini fark etti.


Aylin, gizemli deneyimleri keşfetmeye devam ederken, hayatın içindeki olağan şeylerin bile farklı bir perspektiften bakıldığında ne kadar büyüleyici olabileceğini anladı.”



Duyum, çevremizdeki uyaranları algılamamızı sağlayan duyusal organlarımızın (gözler, kulaklar, burun, dil, deri) çalışmasıdır. Örneğin, gözlerimizle ışık dalgalarını, kulaklarımızla ses dalgalarını algılarız. Bu duyusal organlar, çeşitli uyaranları sinir sistemine ileterek duyularımızı oluşturur.

Algı ise duyusal bilgilerin beyin tarafından yorumlanması ve anlamlandırılması sürecidir. Bu süreçte, duyularımız tarafından alınan bilgiler, önce sinir sistemine iletilir ve ardından beyin tarafından işlenir. Beyin, bu duyusal bilgileri organize eder, bağlantılar kurar ve çevremizle ilgili anlamlı bilgileri çıkarır.


Örneğin, gözlerimizle bir kedi görüldüğünde, bu görsel uyaran sinir sistemimiz tarafından beyine iletilir. Beyin, bu bilgiyi değerlendirir, kedinin ne olduğunu tanımlar ve daha önceki deneyimlerle bağlantılar kurarak kedinin dostça veya tehlikeli olabileceğini anlamamıza yardımcı olur.

Duyum ve algı, çevremizle etkileşimde bulunmamıza ve çevresel uyaranları anlamlandırarak anlamlı tepkiler oluşturmamıza olanak tanır.



Bu kısa hikayede Aylin’in yaşadığı gizemli deneyimler, duyuların ve algının birbirine olan derin etkileşimini vurguluyor. Karanlıkta bir elma yemek deneyimi, özellikle görsel algıyı devre dışı bıraktığı için diğer duyuların önemini ortaya koyuyor. Elma, Aylin’in dokunma hissi ve tat alma yeteneği aracılığıyla farklı bir şekilde algılanıyor.


“Seslerle Boyama” deneyimi ise işitsel duyuların, bu kez de görsel sanat üzerinde nasıl etkili olduğunu gösteriyor. Farklı müzik türleri, fırça darbeleri ve çizgiler aracılığıyla renkleri ve formları şekillendiriyor. Bu deneyim, işitsel uyaranların görsel algıyı nasıl etkileyebileceğini açıkça ortaya koyuyor.



Hikaye, duyuların birbirleriyle etkileşim içinde olduğunu ve bir duyunun diğerini nasıl modifiye edebileceğini göstererek algının çoklu boyutlarını vurguluyor. Aylin’in yaşadığı deneyimler, sadece görmekle sınırlı kalmayan bir algının, diğer duyuların katılımıyla nasıl zenginleşebileceğini gösteriyor.


Bu hikaye, okuyucuya duyusal deneyimlerin sınırlarını genişletme ve yaşamın her anını daha derinlemesine keşfetme fırsatı sunarak duyuların ve algının birbirinden ayrılmaz bir şekilde bağlı olduğunu vurguluyor.


Konuyu toparlamamız gerekirse duyum ve algı etrafımızdaki nesne ve olayları anlamlandırmamıza yardım eden araçlar olarak, ortaklıklarını insanlık tarihi boyunca devam ettirerek ayrılmaz ikili olmaya devam edeceklerdir.


39 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page