top of page
Yazarın fotoğrafıTuran Akbulut

"Derin PKK -Büyük Oyun'un Gizli Kodları-" Kitap Özeti, Alıntıları

Güncelleme tarihi: 29 Haz

1. ÖZET

Terör bir savaş biçimidir ve amacı siyasi hedefe ulaşmaktır. Terörün karargâhı, planlayıcısı, uygulayıcısı vardır.


Terör örgütünün yaptığı bir eylemden yola çıkarak eylemin arkasındaki ülkenin politikasını anlamaya çalışmak yanlıştır. Ülkenin ne yapmak istediği önce düşünülmelidir, sonrasında ülkenin hangi aşamalardan geçeceği düşünülmelidir.


ABD’nin Irak’la, İran’la veya bu çaptaki ülkelerle sorunu olamaz çünkü bu devletler ABD’nin çok alt seviyesindedir. ABD kendisine rakip gördüğü Avrupa devletlerinin ve Çin’in enerji kaynaklarını, istifade ettikleri petrol yataklarını kontrol altında tutabilmek için İran’la, Irak’la ilgilenir. Örgütsel faaliyetler bu minvalde düşünülmelidir.


Bölünmüş bir Türkiye’nin ABD’ye faydası olmamasına rağmen ABD PKK’yi destekler. ABD PKK’den desteğini çekerse PKK’nin destekçilerini de karşısına almak zorunda kalır. ABD’nin Öcalan’ı Türkiye’ye teslim etmesinin sebebi liderliğinden memnun olmamasıdır.


ABD ve Avrupa devletleri Kürtleri kontrol altında tutmak için birbiriyle yarış halindedir.


Öcalan silahlı mücadeleyi bırakıp siyasi mücadeleye başlayacaklarını söyledikten sonra Öcalan’ın Suriye’den çıkarılıp Türkiye’ye teslim edilmesi süreci ABD’nin işidir. Çünkü Öcalan Suriye’de kalsaydı Avrupa görevi Öcalan’dan alıp kendilerinin yönetebileceği birisine verirdi.



PKK’nin içinde iki büyük grup vardır: ABD’nin kontrol ettiği grup ve Avrupa’nın kontrol ettiği grup. PKK’nin ülkemizde bu kadar uzun süre terör faaliyetleri göstermesinin en büyük nedeni ABD, İngiltere, İsrail, Rusya, Almanya, Fransa, İran gibi ülkelerin gizli destekleridir. Müslüman Türk karşıtı Haçlı duygusunun hâlâ ölmediğinin de bir göstergesidir.


Balkanlar’da Sırplarla Boşnaklar birbirine kırdırıldı. Irak’ta Şiilerle Sünniler arasında çatışmalar yaşandı. Bir takım odaklar Türkiye’de de Türklerle Kürtleri birbirine düşürme gayreti içerisindedir. Bu odaklar Avrupa devletleridir. Avrupalılar kendilerine hâkimiyet alanı doğacağından Türkiye'de bölünmeyi ister. ABD Türkiye'de bölünmeyi istemez çünkü iki taraftan birini –Türkler, Kürtler- kaybetmek istemez.


300-350 kişiden oluşan PKK’nin büyümesinde koruculuk sisteminin getirilmesinin etkisi de vardır. Koruculara silah ve para verildi. Silahı, parayı alamayan Kürtler kendilerini güvensiz hissetti.


PKK’nin kuruluş amacı Türkiye’deki feodal düzene son vermekti. İlk mücadeleleri ağalığa, aşiret düzenine, töreye karşı oldu.


ABD’nin PKK’nin tabanını kaybetmek istemez. Eğer kaybederse, ilişkiler devam etmezse ABD emperyalist, işgalci olarak tanıtılır. Avrupa devletleri PKK’yi ABD’yi kötülemek, karalamak için kullanır.


Odaklar, Türkiye’nin iç siyasetine yön vermek istediklerinde PKK'yi kullanır. 22 Temmuz seçimlerinden önce terör olayları artırıldı, halkın milliyetçi duyguları kabardı ve milliyetçi cephe seçimde zorlanmadı. MHP meclise girdikten sonra Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı olması için çaba harcadı. Buradan çıkarılacak sonuç MHP’nin barajı aşmasını sağlayan güçle, Abdullah Gül’ün temsil ettiği güç arasındaki bağlantıdır.


Bağımsız dış politika demek dünyadaki hiçbir gücün politikasıyla örtüşmemek demek değildir. Böyle bir şey mümkün değildir. Örneğin Amerika’nın politikasına karşı çıkarken Avrupa’nın politikasına yanaşabilir bir devlet. Aynı çizgide olmakla güdümünde olmak farklı şeylerdir.


Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin PKK’ye bölücü örgüt tanımlaması yapması PKK’nin çok yararına olmuştur. Bu tanımlamayla PKK’nin siyasi amacı resmen kabul edilmiştir.



Terörün sebebinin Kürtler olduğunu söylemek yanlıştır. Sebeplerden bir kısmı iç kaynaklıdır ama bu iç kaynaklar böyle bir örgütü doğuramaz. Dış sebepler de gereklidir. Devletimizin terörün yaşandığı bölgeleri ebedi mahrumiyet alanına çevirmesi, oradaki halkı kucaklamaktan kaçınmasının da PKK’nin doğmasında etkisi ister istemez vardır.


Kürtçülük idealiyle dağa çıkan çaylak militanlar büyük devletlerin kendilerinin kullandığının az çok farkındadır ama onlar da büyük devletleri kullandıklarını zannederler.


Türkiye’nin medyasında ABD’nin, Avrupa ülkelerinin etkisi olduğundan dolayı PKK’nin arkasındaki güçler hiç konuşulmaz.


 

2. ALINTILAR

  • “Terörün amacı da, savaşta olduğu gibi, siyasi bir hedefe ulaşmaktır ve onu yönetenler kendiliğinden oraya çıkmış amatörler değildir.” (s. 11)

  • “Bir örnek verelim mesela: ABD, Irak’a demokrasi getirmek istediğini söyledi. Bunun üzerinden hareket edip bir politika üretirseniz tamamen yanılırsınız. Çünkü ABD’nin Irak’a demokrasi getirmesi için hiçbir neden yoktur; bu işten ne kendi çıkarı vardır ne de bu iş izlediği politikayla uyum içindedir. Mesela Suudi Arabistan’da bir krallık var. ABD, senelerdir Suudi Arabistan’la ilişki kurmasına rağmen bu ülkeye demokrasi getirmeyi denememiştir. Öyleyse niyeti başkadır. Bu yüzden önce sonunu bulmak lazım.” (s. 14)  

  • “ABD hem kendisine rakip olacak ülkelerin enerji kaynaklarını kontrol ediyor hem de askeri üstünlüğü bu ülkelere kaptırmak istemiyor.” (s. 16)

  • “Yapılmak istenen şey aslında Türk ve Kürt halklarını birbiriyle çatıştırmaktır. Orduları değil, halkları birbirine çatıştırmaktır. Böyle bir çatışma olunca Türklerle Kürtler bir arada yaşayamaz.” (s. 29)

  • “… ideolojik açıdan birbirine karşı duran gruplar, politik açıdan yan yana olabilirler veya aynı ideolojileri paylaştığını düşündüğünüz kitleler de birbirlerine zıt olabilirler.” (s. 58)

  • “Kürt’ü başkası olarak tanımlamak son derece yanlıştır Türkiye açısından.” (s. 81)

  • “ABD ile Japonya acımasızca savaşmış, her iki taraftan yüz binlerce insan ölmüş ama savaşın hemen arkasından ABD Japonya’ya hem teknoloji hem de sermaye vererek Japon mucizesini yaratmıştır. Yani eski düşman en iyi dost olmuştur. Buna karşılık Nazilere karşı omuz omuza savaştığı Sovyetler bir günde düşman haline gelmiştir.” (s.83)

  • “Hâlâ ‘Bana saldıranlar terörist ama sana saldıranlar direnişçi’ diyebilenlerin kitleleri etkileyebildiği bir dünyada yaşadığımızı gözden uzak tutmamalıyız.” (s. 98)



  • “Günümüzde terörle ilgili beylik söylemlerin hiçbir gerçekliği yoktur. ‘Terör insanlık suçudur’ gibi basmakalıp lakırdılar hiçbir anlam ifade etmez.” (s. 99)

  • “Sen bir yandan PKK’ya gerilla demeyi elinden geldiğince engellemeye çalışacaksın, bir yandan da ona kendi ağzınla ‘bölücü örgüt’ payesini vereceksin! Olacak densizlik midir bu? Neden bayağı bir terör örgütü değil de ‘bölücü terör örgütü’ diyerek yüceltiyorsun? Sen nasıl devletsin? Bu nasıl bir cinnet? Ne demek bölücü örgüt?!” (s. 102)

  • “Türkiye Cumhuriyeti, PKK’ya ‘Bölücü Örgüt’ demekle onu bizzat kendi ağzından ‘Gerilla’ ilan etmiş sayılır!” (s. 103)

  • “Bu kadroların ve zihniyetin mimarı, daha Milli Mücadele başlamadan önce İstanbul’un işgali yıllarında çiftlik işletme hayalleri kurarak âdeta Türkiye’yi ‘Amerikan Mandası’ için hazırlamak üzere çevresinde bir tür lobi faaliyeti yürüten İsmet İnönü’dür. Onun İngiliz işgali altındaki İstanbul’da ülke için görebildiği biricik çözüm olan Amerikan Mandası, Atatürk’ün ölümünden sonra Milli Şef’lik marifetiyle gayrı resmi yollardan fiilen başlatılmış ve Demokrat Parti iktidarında kesinlik kazanmış, Türkiye’nin bağımsızlığı kâğıt üzerinde kalmıştır. Daha sonraki bütün dönemlerde Amerikan mandası kesintisiz olarak sürmüştür. Soğuk Savaş’ın bitmesine ve Sovyetler Birliği’nin çözülmesine rağmen Türkiye’nin ABD bağımlılığı gevşememiştir.” (s. 110)

  • “Bugüne kadar Türkiye’nin teröre maruz kalma ve bedel ödeme oranını yükselten en temel gerçek, Ankara’nın Atatürk’ten sonra hemen daima devlet bilinci bakımından ehil olmayan ellerde bulunmasıdır.” (s. 112)

  • “PKK, Avrupa’da yıllarca rahat bir şekilde uyuşturucu ticareti yaptı ve büyük mali kaynak edindi.” (s. 121)

  • “Fakat fesadı şeytanca kurgulayıp sahneye koyarsanız dindaşı dindaşa düşman edebilirsiniz.” (s. 124)

  • “Yüzlerce yıl boyunca Türklere düşmanlık besleyen Arapların bir kısmı, İngilizlerin marifetiyle bir dönem bizi arkadan vurabildiler.” (s. 124)

  • “Kişioğlu cinayeti süslemekte sınırsız malzemeye sahiptir.” (s. 127)

  • “Fitneyi söndürmek zordur, çıkarmak ise çok kolay…” (s. 127)



  • “Şuradan şu silahlar, şu yollarla terör örgütüne verildi veya şu eylemde şu ülkenin ajanları teröristlerle birlikte hareket etti diye bir büyük habercilik hamlesi gördük mü?” (s. 129)

  • “Yapay bir devlet her zaman uluslararası bir sorun demektir.” (s. 155)

  • “Bir devlet neden ve nasıl yapay olur? Kendi halkının ve önderlerinin gayret ve iradeleri ile değil de başka güçlerin tasarıları sayesinde oluşturulmuş bir devlet yapay devlet demektir. Afganistan da böyledir. Yirminci yüzyılın başlarında İngiltere, kadim Türkistan coğrafyasının bir parçasını ayırarak Afganistan diye bir devlet oluşturduğu için bu ülke kendi başına ayakta duramamaktadır ve hiçbir zaman da duramayacaktır. Böyle yapay ülkeler her zaman birilerinin hükümranlık emanetçisi olmak durumundadırlar. Kuzey Irak’taki yapı da bütün dünya tarafından devlet olarak tanınsa bile yine aynı konumda kalacaktır: Yapay Ülke…” (s. 158)

  • "Korkanlar gölge etmesinler, başka ihsan istemez!” (s. 160)

  • “Ne Amerika ne Rusya, tam bağımsız Türkiye diye inadına haykırıyorum.” (s. 169)
















Görsel: Ömer Lütfi Mete - Bağlantı Görsel: Prof. Dr. Mahir KAYNAK - Bağlantı


3. KAYNAK

KAYNAK, Mahir; METE, Ömer Lütfi (2007). Derin PKK -Büyük Oyun'un Gizli Kodları-. İstanbul: Timaş Yayınları. (Konuşan: Selman KAYABAŞI)


29 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page