Bilim zorlukları aşmak için zorluklardan doğar. En eski zamanlardan bu günlere kadar insanlık çok şey üretip çok şey öğrenmiştir. İnsanlar tarih boyunca öğrenmek istediği ve öğrendiği her şeyi kendisine faydası olması için çabalamıştır. Bu çaba sonucu ortaya çıkan tüm çalışma ve sonuçların toplamıdır bilim. Günümüzde olduğu gibi Antik Mısırda’ da karşılaşılan problemler, insanları düşünmeye ve çözüm üretmeye itmiştir. Bunun sonucunda Mısır İmparatorluğu; tıp, matematik, astronomi, endüstri ve teknik gibi alanlarda tarihinin ilerisinde bir imparatorluk halini almıştır.
MÖ 3150 yıllarına kadar Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır olarak ayrılmış bölge bu yıllarda ilk firavunun yönetimi altında politik olarak birleşerek tek imparatorluk halini aldı. Nil Nehri etrafında kurulan bu imparatorluk MÖ 31 yılında Roma İmparatorluğu tarafından istila edilerek Roma eyaleti olana kadar 30 hanedanlık ve 190 kral tarafından yönetildi. İmparatorluğun bulunduğu coğrafya nedeniyle insanların en büyük geçim kaynaklarının başında tarım ve hayvancılık gelmekteydi. Nil Nehrinin oluşturduğu verimli delta sayesinde tarım alanında gelişen uygarlık, yine Nil Nehrinin getirdiği zorluklarla da başa çıkmayı öğrenmişti. Peki bunu nasıl başardılar? “BİLİM”.
Matematik
Eski Mısır’ da matematik çok önemliydi. Mevsimler ve aylar, Nil Nehrinin temin ettiği su miktarı, hatta tarım alanında alınması planlanan mahsul miktarı bile matematik formülleriyle neredeyse kusursuz bir şekilde hesaplanabiliyordu. Nil Nehrinin taşacağı günler ve taşacak suyun miktarı da hesaplanırdı. En büyük geçim kaynağı tarım olan bir imparatorluk için matematik çok önemliydi ve Antik Mısırlılar bu konuda çok gelişmişti.
Tıp
Ölüleri mumyalama konusunda çok geliştikleri herkes tarafından bilinir. Buna rağmen Mısırlılar anatomi konusunda çok gelişememiştir. Mısırlılar; damarların içinde hava, su ve akışkan bazı maddelerin bulunduğuna, kalp ve bağırsakların zeka merkezleri olduklarına inanmışlardır. Bazı başlıca kemikleri ve organları (beyin, ciğer) doğru teşhis edebilmişlerdir. Ayrıca kalbin kan döngüsünün ana elamanı olduğunu tespit etmişlerdir. Mısır Halkı hastalıkların tedavisini muska ve büyüden beklerken bazı rahipler hastalıkları önlemede çağın ötesinde tedavi yöntemleri ve operasyonları geliştirmiştir. Mumya incelemelerinden ve bazı papirüslerden, Eski Mısırlıların kemik veremi, romatizma, felç, damar ve çiçek hastalıkları hakkında pek çok bilgi sahibi olukları anlaşılmaktadır. Ancak kanser ile ilgili bilgilere ulaşılamamıştır. Hastalıklar için kullanılan ilaçlarda yine papirüslerde yazmaktadır. Mısırlıların sünnet olma, yıkanma ve temiz olma konusunda hassas oldukları bilinmektedir.
Astronomi
Antik Mısır’ da astronomi bilimi çok gelişmiştir. Öyle ki yapılan piramitlerde, tarımsal faaliyetlerde, mevsim hesaplamalarında ve Nil Nehrinin hareketlerini tahmin etmede matematikle birlikte astronomiden yararlanmışlardır. Günümüzde kullandığımız Güneş’e dayalı takvimlerin temellerini Mısırlılar atmıştır. Yılın 365 gününü 12 aya bölüp, kalan 5 günüde bayram olarak kutlamışlardır.
Gemi Yapımı
Antik Mısır gemi yapımı konusunda özellikle MÖ 3000 yıllarında çok önemli aşama katetmiştir. Nil Nehri kıyısında olmaları onlara gemi yapımını zorunlu kılmıştır. Döneminin en farklı gemilerini yapan Mısırlılar, tahtaları birleştirmede çok farklı bir yöntem keşfetmişlerdi. Tahtaları bir araya getirmek için onları örülmüş kayışlarla dikiyorlardı. Bağlantıları yalıtmak için de kuru otlar kullandıkları keşfedilmiştir. Ancak bu yöntemle ürettikleri gemiler çok büyük değildi ve bu nedenle Mısırlılar Akdeniz ve Kızıldeniz’de denizcilik faaliyetlerinde bulunamıyordu.
Kaynak